4 Şubat 2011 Cuma

Yüzüstü çok süründü,ayağa kalktı Sakarya

Bir başbakan düşünün şiir okudu diye hapse girer.Şiir milli şair kabul edilen Ziya Gökalp şiiri ve MEB tavsiyeliydi o günlerde. Adam hapse girer, daha ötesi idam .Bu olmadı diye adama ima edilen durum 'danışıklı dövüş' olduğu.Yani idam edilmezse inanmayız bunun samimi olduğuna diyorlar halen bazı zekobstraklar. Ne sebeple hapse girmişti var mıdır hatırlayan acaba. Şöyle yazıyor bakın google'a sorduğumuzda:
DGM, TCK'nın halkı din, dil ve ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenleyen 312/2 maddesi uyarınca Erdoğan'ı 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Erdoğan'ın cezasını, "Geçmişteki hali ve suç işleme eğilimi" nedeniyle ertelemedi. Hapis cezasının paraya çevrilmesi halinde etkili olmayacağı görüşüyle cezayı paraya da çevirmedi. Ancak kararın en vurucu noktası ise Erdoğan'ın ömür boyu siyasi yasaklı olacağı hükmüydü.
Bugüne geliyoruz, daha yılbaşında, yıllanmış davalarda tahliyeler başlayınca 'Saldınız bari takip edin' manşetleri atan fikritakip'i muhteşem medyamız, Yargıtay'a toz kondurmuyor, bütün suçu tembel miskin, gizli ajandasından başka birşeyi düşünmeyen siyasi iradeye atıyordu. Siyasi irade Yargıtay'ın hantallığından sorumluluk çıkarıp 12 Eylük referandumundaki Anayasa değişiklikleriyle paralel uyum yasaları çıkarmaya başladığında, yüksek yargıyı rahatlatacak o rezil hantal yapısını değiştirecek hamleler yaptıkça bildik tantanalar yine başladı. ELE GEÇİRME söylemleri , suçlamaları! utanmadan halen dile getirilebiliyor. Bir mal seninse bir başkası gelip ele geçirirse feryat edersin değil mi. Daire sayısı artırılsın diye feryat edenler, şimdi gelmiş geçici üyeler görev alsın 1.5 milyon dosya bitince tekrar evlerine dönsünler usulca. Ee bu dosyalar bitince bu ülkede bir daha yargıtaya danıştaya dosya gelemeyecek mi,bunlar son 1.5 milyon dava mı ki, geçici çözümler isteniyor.Anayasayı millet değiştirmiş halen direnişten, savunmadan çatışmadan bahsediyorsunuz.Utanma sıkılmanız olmadığını biliyorduk ama yediğiniz tokatlardan da mı bıkmadınız?
Mısır'da, Tunus'ta , Yemen'de, Ürdün'de ve zincirleme bütün Ortadoğu'da Türkiye atılımına ,değişimine ,gelişimine öykünme var iken,bugünkü siyasi iradenin başındaki başbakana İslam Dünyası'nın lideri gözüyle sığınan mazlum Ortadoğu halklarının feryadını bile halen kendi ucuz siyasetlerine malzeme edenler var.
Bu ülkede belki de 50 yıldır ezilen, mağdur edilen sessiz çoğunluk 8-9 yıl önce demokratik yollardan kendisine devrim yapacak kapı buldu. Çünkü ezilenin ,mazlumun feryadını çatışmaya döndürme gibi bir üslubu yoktur milletimiz.Bu çatışma kültürünü milletimize empoze etmeye çalışan ahmaklar, ne kadar da milletten uzak olduklarının farkında değiller ama halen milletin sözcüsü olduklarını iddia etmekte mahsur görmüyorlar. Şirret  kiracının evin sahibi olduğunu iddia etmesinde, bunun için direnmesinden çatışmasından hiçbir farkı yoktur. Diyorlar ki ;''Biz 70 yıldır kiracıyız artık bu ev bizim olmuştur, ev sahibi ölmüştür, varisleri babalarının malının sahibi olduğunu iddia edemez.''
Ama artık o ev sahipleri babalarının dedelerinin malına mülküne sahip çıkma uyanışını yaşadılar.Gurbetlik bitmiştir.Vatana dönüş başlamıştır. Dedelerinin alın terine sahip çıkma, uğruna can verdiği vatanın gerçek sahibi olan millet, artık ''öz yurdunda garip, öz vatanında parya '' değil.

Necip Fazıl'ın Sakarya Türküsü'nde  ilham verdiği gibi, yüz üstü çok sürünen bir millet artık ayağa kalkmıştır,şahlanışa geçmiştir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder